нєρѕι ƒαη ¢ℓυв
|
|
| Hepsi Röportajları | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
{-d0m L0v3r-} Moderatör
Mesaj Sayısı : 111 Yaş : 29 Nerdensin? : adana En sefdiğin hepsi kızı ? : gülçin Ruh Halin : Hangi Takım?? : beşiktaş Ceza Puanı : Kayıt tarihi : 30/07/07
| Konu: Hepsi Röportajları Ptsi Ağus. 04, 2008 1:50 pm | |
|
- Küçük kızınızın ünlü bir şarkıcı olması ne hissettiriyor?
Şebnem: Çok algılayabilecek durumda değilim. Çünkü o gelişimin içindeydim. Onlar için açılan kapıların fazlalaşması, onların hayallerine daha çabuk ulaşabilmeleri bizim için bir gösterge. Bayağı bir uğraşmışız. Çok küçücük yaşta istedikleri bir şeydi bu. Çok büyük bir hayaldi. Hayallerini gerçekleştirmiş olmaları beni çok mutlu ediyor.
- Siz çocukluğunuzu düşündüğünüzde ilk olarak aklınıza ne geliyor?
Cemre : Ben biraz yaramaz bir çocuktum. Ne yapacağım belli olmazdı. Aklımda hiç Hepsi kızı olmak yoktu! Zaten gruba en son ben katıldım. Kızlar daha çok annemle çalışıyorlardı ve onlar istekliydi bu konuda. 13 senelik arkadaşlarız. Bizde kalırdık. Bütün arkadaşlarımız hafta sonları sinemaya, tiyatroya giderlerdi. Biz evde şan çalışırdık.
- Anneniz grubun menajeri. Annenizle aynı zamanda iş arkadaşı olmak nasıl bir şey?
Cemre: Felaket bir şey! Annenizin okulda öğretmeniniz olduğunu düşünün. Arkadaşınız kopya çeker; “Sen niye kopya çektin” der. Siz kopya çekersiniz, direkt müdüre gönderir. Böyle bir şey aynen. Kızlara bir kızılıyorsa, bana beş kızılıyor her zaman. Torpilin ‘T’si bile yok! Her zaman için en çok tuttuğu adamlar diğer kızlardır. “Yasemin senden çok memnunum.” “Eren zaten senin hiç sorunun yok.” “Cemre senin bu kadar tembel olduğunu bilseydim hayatta seninle çalışmazdım!” Bunlar dışında karşılıklı şımarık bir ilişkimiz var. Tam iki zıt karakteriz ve kameraya çekilecek kadar komiğiz.
- Fotoğraf çekiminde annenizin kucağına oturuyorsunuz? Küçük bir kız olma özlemi mi duyuyorsunuz?
Şebnem: Bu tamamen benim koyduğum bir kural. Cemre’nin bir de kız kardeşi var: Dila. Onlara büyürlerken şunu söyledim; “Yüz yaşına da gelseniz ya da nikah masanızda oturuyor da olsanız kucağıma gelmenizi istediğimde kucağıma geleceksiniz!”
- İleride anneniz gibi bir anne olur musunuz?
Şebnem: Benden daha kuralcı olur!
Cemre: Ben çok fazla kuralcı bir anne olurum diye tahmin ediyorum. Çok fazla planım var çocuğumla ilgili. Baskıcı bir anne olacağım kesin! Kardeşimin canına okuyorum mesela! Annemin izin verdiği şeye benden izin alamıyor. Ama o da bunu okuyunca şımarmasın! Çocuğumun iyi bir insan olmasını isterim ve konu ne olursa olsun verecek bir cevabı olsun! O yüzden de nasıl bir anne olurum Allah bilir!
Yasemin-Nilgün Annem kokoştur
- Çocukluğunuzu düşününce aklınıza ilk olarak ne geliyor?
Yasemin : Annemin anlattıklarından hatırlıyorum; babamın kıyafetlerinin içine, yatağa hep ıspanakları doldurmuşum! Emeklediğim dönemlerde hem de!
Nilgün: İşten ayrıldım ve üç buçuk yaşına kadar Yasemin’i ben büyüttüm. Yasemin öğle uykusundaydı. Ama kalkması gereken bir vakit. Ben de ıspanak ayıkladım. Sonra bir şey oldu ıspanakları ayıkladığım kabı yere koydum aceleyle. Bu arada Yasemin’in uyanması gerek ama büyük bir sessizlik! Hemen; “Gidip bir bakayım” dedim. O zamanlar Beşiktaş’taki evimizin uzun bir koridoru vardı. Yerdeki halılar ıslanmış. “Allah Allah ne oluyor” dememe kalmadan, bir de baktım yerde küçük bir ıspanak parçası! Ispanakları takip ederek Yasemin’i buldum! Yatağın içine, yerlere her yere ayıkladığım ıspanakları dökmüştü! Akşam aç kaldık tabii!
- Anlaşamadığınız noktalar neler?
Yasemin: Kıyafet konusunda anlaşamıyoruz. Annem kokoştur! Ama ben kokoşluktan nefret ederim. Bir mağazaya gittiğimizde bana çiçekli böcekli şeyler getiriyor annem giymem için. Hiç sevmem öyle şeyleri.
Nilgün: Ben daha hanım hanımcık, süslü şeyleri severim. Askılı, abiye, topuklu ayakkabı vs. Ben genç kızlığımda da spor ayakkabı giymezdim mesela. Yine topuklu giyerdim. Feminen bir kadınım ben. Kızımsa spor. Onun bu kadar spor giyinmesi beni rahatsız ediyor. Çünkü giyindiği zaman çok yakışıyor ona askılı elbiseler, topuklular...
- Ünlü birinin annesi olmak ne hissettiriyor?
Nilgün: Çok keyifli! İlk sahneye çıktığında ilkokula gidiyordu. AKM’de Fındıkkıran Balesi’ydi. Çok heyecanlanmıştım. Ağlamıştım. Hangi konserine gidersem gideyim, heyecanım hiç değişmiyor. Onu sahnede gördüğüm zaman gözlerim doluyor. İnsanların fotoğraflarını istemesi, onu sevdiklerini söylemeleri çok gurur verici... Kolay gelmediler bu noktaya. Ortaokul yıllarından beri çok çalışıyorlar.
- Annenize en çok hangi konuda kızarsınız?
Yasemin: Öksüremiyor! Bir insan öksüremez mi! Benim annem öksüremiyor işte! Her seferinde bir şey oluyor sanıyorum. Sinir oluyorum o huyuna. Bir de beni sinir etmek için zırt pırt arıyor. Ama özellikle yapıyor bunu. Bazen duygu sömürüsü yapıyor bana. 40 yılda bir dışarı çıkıyorum. Bana; “Ben evde tek başıma sıkılıyorum” diyor. Telefonu kapıyorum ben /_np/8662/5228662.jpgde aramasın diye.
Nilgün: Ben Yasemin’le hayatı yakalıyorum. Bana gençlik veriyor.
- İleride anneniz gibi bir anne olur musunuz?
Yasemin: Olamam. Ben onun gibi sabırlı değilim. Onun kadar sabrım yok, azarlarmışım gibi geliyor çocukları o yüzden istemiyorum çocuk.
Gülçin: Caz vokal eğitimi alacağım Cemre: Anneannemle olacağım Eren: Kaz Dağları’na gideceğim Yasemin: Yurtdışına çıkacağım..
Hepsi grubunun dört birbirin'den güzel üyesi, Cosmogirl dergisinin temmuz sayısına yaz röportajı verdi.
Kilyos Solar Beach’te bu yaza damgasını vuracak kıyafetler ve aksesuvarlara da mankenlik yapan grup üyeleri, tatil planlarını, yanlarına neler alacaklarını anlattı ve giymekten en çok hoşlandıklarını sıraladı.
İşte Hepsi kızlarının yaz röportajı…
Soru:Sizin İçin Yaz Ne İfade Ediyor?
Cevap/Eren: Yaz gelmeden önce hep özgürlük heyecanı doluyor içime. Özgürce istediğimi yapabilecekmişim gibi geliyor.
Cevap/Yasemin:Bana kalırsa insanların en çok neşe dolduğu, en mutlu olduğu dönem. Kışın insanlar daha suratsız oluyor.
Cevap/Cemre:Eskiden çok hareketli günleri ifade ediyordu ama artık güzel havayı ve derin bir nefes çekmeyi ifade ediyor.
Cevap/Gülçin:Tatil! Dalyan! Annem Dalyanlı ve orada yazlığımız var. Her yaz oraya giderim.
Soru:TATİL DEDİĞİN ÖZGÜR OLMALI Bu yaz tatil planlarınız ne?
Cevap/Eren:Sörf! Her sene yaptığım bir plan bu. Geçen sene yoğunluktan dolayı hiçbir yere gidememiştim. Bu yaz birkaç kere Alaçatı’ya gitmek istiyorum. Bir de Kaz Dağları var aklımda. Çok eskiden gitmiştim, tekrar gidip dinlenmek istiyorum. Tatil anlayışım değişti açıkçası bu sene. Yaşlı insanlar gibiyim!
Cevap/Yasemin: İspanya’da ve Atina’da arkadaşlarım var. Uzun süredir beni çağırıyorlar. Oralara gitmek istiyorum. Belki sörfe başlayabilirim. Ben, fıtığım olduğu için biraz tırsıyorum açıkçası.
Cevap:Cemre: Yurtdışına gitmek istiyorum. Tarihi eserlere karşı büyük ilgi duyuyorum. Bir de anneannemle vakit geçirmek istiyorum.
Cevap/Gülçin: Annemle tatile gittim. Bodrum’a gideceğim. Bir de caz vokal eğitimi almak istiyorum.
Soru:Tatil dediğiniz nasıl olmalı?
Cevap/Eren: Özgürce hareket edilebilen bir şey olmalı. Beş yıldızlı otellere gidip, dışarıya adım atmamak bana göre değil. Benim en sevmediğim tatil mantığıdır bu. Turlarla seyahat etmeyi de çok sevmiyorum çünkü kendi başınıza hareket edemiyorsunuz. Tur sırasında gözüm nereye kayarsa oraya kaçarım ben.
Cevap/Yasemin: Tatilde herkes özgür olmalı, bir yere koşturmak zorunda olmamalı, yeni yerler keşfetmeli. Yazlıkları olan kişiler bile ayrı bir keşif tatili yapmalı bence.
Cevap/Cemre: Ya dinlendirici ya da eğlenceli olmalı tatil. Eskiden deli gibi eğlenmek vardı hep aklımda, şimdiyse dinlendirici olmasını tercih ediyorum.
Cevap/Gülçin: Denizin olduğu bir yerde olmalı tatil; kitap olmalı, şezlong olmalı… Tatilde sadece kendi istediğim şeyleri yapmalıyım.
Soru:Tatil bavulunuzu hazırlarken en çok nelere dikkat edersiniz???
Cevap/Eren: Bol bol beyaz atlet alırım yanıma. Benim için kurtarıcılar. Bermuda şortlarımın sayısı da çok olur. Bavulun büyük bir kısmını da şampuanlarım, kremlerim kaplıyor. Sırf onlara yer açılsın diye kıyafetlerimi presliyorum. Bavulun haricinde fotoğraf makinemin çantası da olur yanımda. Yasemin ve ben grubun fotoğrafçılarıyız.
Cevap/Yasemin: Kıyafet olarak tercih ettiklerim bermuda şortlar ve tişörtler. Bakım ürünlerim de bavulda oldukça yer kaplar.
Cevap/Cemre: Büyük bavul kullanmamaya dikkat ediyorum öncelikle. Saç ürünlerimin yanımda olması çok önemli. Çok zor bir saçım var çünkü. Mutlaka yanımda olması gereken albümler vardır. Kıyafet olarak da salaş elbiseler, şortlar ve tişörtler alırım. 3-4 çift bikiniyi de unutmamak gerek.
Cevap/Gülçin: En çok kozmetik ürünlerime dikkat ediyorum. Kıyafet konusunda biraz bonkör davranıyorum. Sonra pişmanlık duymak istemiyorum çünkü. Tabii bu, tatile beş bavulla gittiğim anlamına gelmiyor…
Soru:Havuz mu, deniz mi???
Cevap/Yasemin: Tabii ki de deniz! Havuzdan nefret ederim. Mikropların buluştuğu bir yermiş gibi geliyor.
Cevap/Eren: Ben de havuzu hiç sevmiyorum. Deniz varken havuza girenleri de hiç anlamam.
Cevap/Cemre: Havuzun sınırları var, deniz ise uçsuz bucaksız.
Cevap/Gülçin: Denizi tercih ediyorum. Daha doğal ve hijyenik.
Soru:Yaz aylarında şehir içinde ne giymeyi tercih ediyorsunuz???
Cevap/Eren: Genelde bermuda şort, askılı body ve spor ayakkabı giyiyorum. Bu sene, tarzım olmamasına rağmen elbise giymeye de başladım.
Cevap/Yasemin: Yaz mevsimi başlamadan parmak arası terlik giymeye başlarım. Yazın ayakkabı geçirmem ayağıma. Kısa şort ve etekleri giymeyi sevmiyorum. Uzun etekler ve bermuda şortlar ilk tercihim.
Cevap/Cemre: Bol bol atlet giyerim. Genelde desensiz kıyafetleri tercih ediyorum. Uzun elbiseler de favorilerim aslında. Hatta bazılarını kendim dikiyorum.
Cevap/Gülçin: Genellikle etek ve şort giyiyorum. Yazın tüm renklerini üstümde taşımayı seviyorum.
Soru:Yazın kışı, kışın da yazı özler misiniz?
Cevap/Eren: Kışı hiçbir zaman özlemeyenlerdenim. Ben hep ilkbaharı ve sonbaharı özlerim. Yaz da güzel ama hiçbir zaman özlemiyorum.
Cevap/Yasemin: Her zaman yaz olsun istiyorum.
Cevap/Cemre: İçinde bulunduğumuz mevsimi yaşamayı seven biriyim ben.
Cevap/Gülçin: İkisinin de tadı çok başka.
Soru:Albümünüzün ismi niçin ‘Hepsi Şaka’???
Hepsi Bir:Çocukken dinlediğimiz ve sevdiğimiz şarkıları söylemek istedik. Seçtiğimiz şarkıların çoğu esprili ve tiyatral sözler içeriyor. O yüzden tamamen şaka gibi oldu.
Soru:Cover bir albüm yapmak sizi korkutmadı mı?
Hepsi Bir:Büyük bir korku olmadı tabii ama kaygı yaşadık. Çünkü cover albüm yapmak, yeni albüm yapmaktan çok daha zor. Zaten seçtiğimiz parçaların geçmişte en iyi halleri yapılmış, onu kötüleştirme riski var. Bu parçaların daha iyilerini yapmak değildi amacımız. Sadece Hepsi tarzıyla yorumlamak istedik. Bütün parçaların içine yeni rap bölümleri yazdık mesela.
Soru:BÜYÜKLERE NOSTALJİ
Hepsi Bir:Cover parçalarla dinleyici kitlenizdeki yaş profili genişler mi dersiniz?Anne ve babalar da beğeniyor bu albümü. Sonuçta onların da gençliğinde dinledikleri şeyler. Çocuklar için yeni bir albüm, büyükler için ise nostalji albümü oldu.
Soru:Kız gruplarında artış var. Ne düşünüyorsunuz?
Hepsi Bir:Çok güzel bir şey bu. Sadece biz vardık. Neyse ki şimdi sayı arttı ve çeşitlilik oldu. 4 Yüz çıktı, şimdi de MP3 adlı bir kız grubu çıktı. [i]
| |
| | | {-d0m L0v3r-} Moderatör
Mesaj Sayısı : 111 Yaş : 29 Nerdensin? : adana En sefdiğin hepsi kızı ? : gülçin Ruh Halin : Hangi Takım?? : beşiktaş Ceza Puanı : Kayıt tarihi : 30/07/07
| Konu: Geri: Hepsi Röportajları Ptsi Ağus. 04, 2008 1:51 pm | |
| Hey Girl dergisi, giyim kuşam konusunda hayli başarılı ve bir o kadar yaratıcı bulunan Hepsi kızlarıyla moda üzerine bir röportaj yaptı. Grup elemanları, hem tarzlarını anlattı hem de özel moda tüyoları verdi. Eren trendleri birebir takip etmediğini anlatırken, Cemre desenli kıyafet kabusundan söz etti. Yasemin modaya yön verme şansı olsa tahta topuklu ayakkabıları dünyadan sileceğini, Gülçin ise beyaz ten modasını çok sevdiğini söyledi.
EREN: Trendleri birebir takip etmem
Modayı yakından takip eden biri misin?
- Aslına bakarsan, modayı ister istemez takip ediyorsun. Ama ben hep kendime yakışanı giyerim. Diyelim ki açık sarı moda… Eğer yakışmadığını düşünüyorsam, kimse giydiremez bana. Siyah modadır örneğin, ama siyah benim hiç giymediğim bir renktir, bu yüzden önemsemem. Takip ediyorum, ama bir sezon bir ürün çok moda oluyor ve herkeste aynı şeyi görmek hiç hoşuma gitmiyor. Tarzımı başkası belirlemesin. Herkesin kendi kişiliğini yansıtan şeyler giymesi gerektiğini düşünüyorum.
Yani moda olanların içinden tarzına uyanları seçiyorsun…
- Aynen öyle. Moda olanı birebir giymem.
En sevdiğin aksesuvarlar neler?
- Kafama taktığım şeyler çok fazla! Yemeniden bant yaparım, fular bağlarım, şapka takarım. Kafamda ya da boynumda mutlaka bir şey vardır. Her mevsim şalla dolaşırım.
Sokağa çıkarken yanından ayırmadığın üç şey ne?
- Islak mendilim, dudak yumuşatıcısı ve tabii parfümüm.
Seni bu aralar en çok mutlu eden renk hangisi?
- Yeşil, hayatım boyunca en sevdiğim renk oldu. Ama şu sıralar gece mavisi ve lacivert tonlarını da çok giyiyorum. Bu tonların bana yakıştığını bu sene, saçım turuncuyken fark ettim! Bu saç, kendi saç rengin mi?
- Orijinal rengim, ama arada gölgeler var.
CEMRE: Desenli kıyafet bana göre değil
Konumuz moda Cemre… Sen diğer kızlara göre biraz daha süslüsün sanki.
- Ben en süslü değil, en sadeyim aslında! Fakat biraz abidik gubidik şeyler giyerim ve kafama değişik şeyler takarım. Saç aksesuvarlarını sevdiğim için dışarıdan sade olduğum pek belli olmuyor. Örneğin, hiç desenli kıyafetler giymem.
Modayı takip ediyor musun?
- Evet, ediyorum. Kendim bir şeyler çizip yaptırmayı seviyorum. Örneğin, genelde yere kadar elbiseler giyerim. O elbiselerin hepsini kendim çiziyorum. Stilistlik de ileride yapmayı düşündüğüm işlerden biri aslında.
En sevdiğin aksesuvarlar neler?
- Saat takıntım var. Bunu biraz Yasemin’e de bulaştırdım. Almam gereken şeyler olur ve alışverişe çıkarım, ama onları unutup eve hep saat alır dönerim. Çünkü saat vitrinlerinin önüne takılıp kalıyorum. Sonra da durduramıyorum kendimi.
Bugüne kadar hiç en iyi arkadaşınla kıyafet konusunda pişti oldun mu?
- Başak Şekeroğlu adında çok yakın bir arkadaşım var. Bir ara onunla yaşıyorduk. Bu sene okulu ve mezuniyeti yüzünden o hep evdeydi, ben de işlerim yüzünden eve gelemiyordum ve görüşemiyorduk. Ozan Doğulu’nun düğününde giydiğim bir elbise vardı; Tuana’dan aldığım, rengarenk, mor ve pembe karışık bir elbise. Onun da bu sene okul mezuniyeti vardı. Biz bilerek aynı elbiseyi aldık. Böyle bir anımız olsun diye. Aynı gün, o mezuniyete, ben de düğüne aynı elbiseyle gittik. Sonra yan yana fotoğraflarımızı çektik.
YASEMİN: Tahta topuklu ayakkabılar imha edilsin
Modayı takip ediyor musun?
- Kızlar kadar çok takip etmem. Örneğin bu sene sarı modaymış. En son çocukken sarı giymiştim, bir de bugün! Geçen gün “Modaymış, acaba bana yakışır mı?” dedim ve denedim. Yani “Bu moda, bunu alıp giyeyim” demem çoğu zaman. İşte böyle unuttuğum renkler, o sene moda olursa alıyorum. Ama illa o rengi giyeceğim diye de bir kuralım yok. En sevdiğin aksesuvarlar neler?
- Şapka, kemer ve saat. Saat takıntısı Cemre’den bulaştı. Bir de çanta…
En son aldığın çanta nasıldı?
- Plaj çantası. Diesel’den almıştım. Ama onu günlük hayatta kullanıyorum. Hatta bir arkadaşım bu çantayı “Migros poşeti” sandı.
Yanından ayırmadığın üç şey?
- El kremi, ıslak mendil ve parfüm…
Bir arkadaşınla kıyafet konusunda hiç pişti oldun mu?
- Gülçin’le olduk bir röportaj sırasında! Ayakkabı, kot, ceket… Her şeyi aynı giymişiz. Değişiklik olsun diye birimiz ceketi çıkarttık. Çok garipti.
Bir eğlence mekanına gittiğini düşün… Üzerindeki kıyafetin aynısı başka bir kızda da var, ne yaparsın?
- Yanında durmam, başka yere giderim. Sinir olurum. O yüzden hep çok farklı şeyler almaya dikkat ederim.
Dünya modasını bir anda değiştirebilecek gücün olsa, moda nasıl olsun istersin?
- İnsanları kendim gibi görmek isterim. Ama “*** And the City” filmindeki gibi şık da görmek isterim. O yüzden Nişantaşı’nı çok seviyorum. Oradaki herkes çok bakımlı. Bazıları birbirine nispet olsun diye yapıyor bunu, ama güzel görünüyorlar. Gereksiz süsler, püsler, zincirler hoşuma gitmiyor. Rahat olacaksın bence. Çok yüksek, tahta topuklu ayakkabıları da ortadan kaldırırdım, çok kötüler bence…
GÜLÇİN: Beyaz ten modası harika oldu
Modayı yakından takip ediyor musun?
- Açıkçası bu sene ne modaymış diye takip etmiyorum, vitrinlere bakınca fark ediyorum nelerin moda olduğunu. Bir de pek çok insanın üzerinde aynı kıyafeti görürsem, “Galiba bu sene bu moda” diyorum. Alışveriş yaparken ne beğeniyorsam onu alıyorum. Bazen bazı renklere takıyorum. Bu sıralar kırmızıya takmış durumdayım mesela… Bol bol kırmızı giyiyorum. Bu seneki modayla ilgili çok mutlu olduğum bir şey var; sanırım beyaz ten moda… Kışın değil de, yazın beyaz tenin moda olması çok güzel. Çünkü güneş çok zararlı. Küçükken bana hep “beyaz peynir”, “süt” gibi lakaplar takarlardı. Ama bence güneşin altında yatıp öyle pancar gibi kızarmak çok büyük cahillik.
Solaryuma girdin mi hiç?
- Evet. Klipler için girmek zorunda kalıyorum. Güneşten daha da zararlı aslında.
En sevdiğin aksesuvarlar neler?
- Taş kolyelerimi çok seviyorum.
Özel olarak seçtiğin bir taş var mı?
- Ruh halime göre seçiyorum, her gün farklı bir kolye takıyorum. Ametist dizili bilekliklerim var; negatif elektriği alıyor. Ay taşı kolyem; bazı şeyleri kolay kabullenmemi sağlıyor, bu yüzden insanlara daha yumuşak tepkiler veriyorum. Pembe kuvars, kristal yüzüğüm var, o da ailene olan sevgini ve saygını çoğaltıyor.
Hiçbir sevgilin sana taşlı bir şey aldı mı?
- Almadı, ama alırsa çok sevinirim açıkçası. Hoş şu an öyle biri de yok hayatımda, keşke olsa!
Bugüne kadar en iyi arkadaşınla hiç kıyafet konusunda pişti oldun mu?
- Yasemin’le olduk bir kere. Üstelik tepeden tırnağa aynı şeyleri giymiştik. Beni hiç rahatsız etmedi.
Bir mekana gittin ve bir kız senin giydiğin kıyafetin aynısını giymiş diyelim…
- Hiç üzülmem, bana daha çok yakışmıştır eminim! | |
| | | | Hepsi Röportajları | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|